CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı ziyaret etti
HABER: GÜLARA SUBAŞI – KAMERA: DURSUN ALKAYA
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lüftü Savaş’ı ziyaret etti. Savaş, “İstanbul Büyükşehir Belediyemizle birlikte büyük bir devlet üniversitesinde 126 akademisyenle birlikte Hatay’ın nasıl tasarlanacağı konusunda çalışıyoruz. Deprem kanununa göre şu anda normal şartlarda bize sadece itfaiye görevi ve mezar çalışmaları veriliyor ama biz hiç ayrılmadık” dedi. Rutin çalışmalarımız.Büyükşehir binamız yıkıldı, ek binamız yıkıldı.Maalesef birçok iş makinemiz ağır hasar gördü.166 çocuğumuzu kaybettik, ailelerinde çok sayıda kayıp var.Aynı zamanda engelli çalışanlarımız da var. Halen hastanede yatan aileleri var. Ancak ilk dakikalardan itibaren sadece ilk üç günde iş makinelerimizle 3.800 kişiyi kaybettik. İtfaiye araçlarımızla kurtardık. Hatay’ın gerçekten unutulmaması gerekiyor” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün Hatay ziyaretinde Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı ziyaret etti. Ziyarette Özel’e Hatay’daki son durum hakkında bilgi veren Savaş, şunları söyledi:
“YAKLAŞIK 12 YILDIR BURADA MÜLTECİ SORUNU YAŞIYORUZ, YILLARDIR BU YÜKÜ SADECE BELEDİYELER GETİRİYOR”
“Burası Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne emanet ettiği son coğrafya, son sınır şehridir. Jeopolitik ve jeostratejik açıdan belki de Türkiye’nin en önemli üç şehrinden biridir ve burada mülteci sorunu yaşadık. yaklaşık 12 yıldır.” “Yıllardır bu yükü sadece belediyeler taşıyor. Biz Suriye’de barış olsun istiyoruz. Uluslararası hukuk çerçevesinde barış garanti altına alınsın, Suriye de bu insanların gidişine hazırlıklı olmalı. İki kadim ülke yollarına devam etsin. Yine eski dostluk. Çünkü Suriye’yle birlikte Ortadoğu’dayız.” Büyük bir ticaret yapıyorduk. Bavul ticaretinden kamyonlara kadar ürettiğimiz birçok tarım ürününün yanı sıra teknoloji ürünleri, yaş sebze ve meyvelerin de ihracatını yapıyorduk. Bu kapının kapanması Hatay’ın ihracatında büyük bir aksamaya neden oldu.
Hatay gerçekten de 6 Şubat’tan bu yana büyük bir yıkım yaşadı. Depremden en çok etkilenen yer burası. Belki de dünyanın son 2 bin yıldaki en büyük depreminin etkisini Hatay’da gördük. Yıkımın arkasında öncelikle hayatta kalmaya ve hayatını kaybedenleri gömmeye çalıştık. O soğuk ve yağışlı günlerde Hatay halkını soğuktan korumak, başlarını sokacak bir barınak oluşturmak için çalıştık. Depremin yeryüzüne etkisi ise 96 bin 540 civarında binanın ya yanması, ya anında yıkılması ya da ağır hasar görmesi oldu. Ayrıca 262 konut ağır hasar gördü, 40 bin iş yeri de hasar gördü. Yaklaşık 2.500 ahır ve ağıl hasar gördü.
“YERYÜZÜNDE BU KADAR ZARAR OLUŞURKEN, YERALTI ÇOK DAHA AĞIR OLMUŞTU”
Yeryüzünde bu kadar hasar varken, yeraltında çok daha şiddetli bir olay yaşandı. İlk günlerden itibaren 7 ay boyunca Erzin’den Arsuz’a, Hassa’dan Kırıkhan’a kadar büyük bir çalışma yürüttük. Profesyonel firmaların çıkamadığı ve heyelandan korktuğu yerlerden iletim hatlarımızı yeniden hayata bağlamaya çalıştık. Profesyonel firmaların çalışamadığı yerlerde arkadaşlarımız büyük bir fedakarlık göstererek hafta sonu gece gündüz demeden Hatay’ın toparlanmasına katkıda bulundular. Şu anda Hatay’ın her yerine yüzde 97-98 oranında içme suyu şebekesi kurduk. 7 ilçemiz ağır hasar gördü. Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, Hassa, Arsuz ve İskenderun. Bu ilçelerimizde insanlarımızı hayata bağlamaya çalıştık.
Hatay’ın nasıl tasarlanacağı konusunda büyük bir devlet üniversitesindeki 126 akademisyenimizle İstanbul Büyükşehir Belediyemizle birlikte çalışıyoruz. Deprem kanunu gereği bize şu anda sadece itfaiye görevi ve mezar işi veriliyor ama rutin işlerimizden hiç ayrılmadık. Büyükşehir binamız yıkıldı, ek binamız yıkıldı. Maalesef birçok iş makinemiz ağır hasar gördü. 166 çocuğumuzu kaybettik, ailelerinde çok kayıp var. Aynı zamanda halen hastanede yatan engelli çalışanlarımız ve aileleri de var. Öte yandan iş makinalarımız ve itfaiye araçlarımızla sadece ilk üç günde 3.800 kişiyi kurtardık. Hatay’ı gerçekten unutmamak lazım.”